Kendime Çaylar

Kendime Çaylar #2: Kül Tablasında Bu Hafta

Evrenin yaşanabilir alanlarını oluşturan galaksilerin gözlerden uzak bir köşesinde, güneşin etrafında çılgınlar atarak dönen gezegenin orta doğu bölgesinde, artık Haliç manzarasını kentsel dönüşüm zırvası yüzünden göremeyen bir sokak vardır. Tam olarak kendimi ait hissettiğim yer burası benim, işte basit ve sığ bir hayat örneği. En azından kendimi bir yere ait hissettiğim için mutluyum. Evim güzel evim. Kendime çaylar demleyip o çayı sıcak sıcak bacağıma boca ettiğim yer de burası (bu yazıyı taslaktan düzgün bir metine geçirecektim ki bacağımı az biraz yaktım).

Kendime Çaylar serisinin bir başka türlüsüne başlamadan önce size bir iyi bir de kötü haber vermek istiyorum. Baykuş geri döndü! Kedilerin okuma yazması olsa kesin bir önceki yazıyı okuyup geldi diyebilirim ya da diyemem. Bizim bakkalın oradaki ara sokakta takılıyormuş. Kötü haberi gelelim; Baykuş tekrar kayboldu. Annesine, babasına trip atan ergen gibi evden kaçıp duruyor. Tekrar geri gelmesi ümidiyle…

(not provided) Sorununu Nasıl Çözdüm?

(not provided) Sorununu Nasıl Çözdüm?

Biz blog yazarları ve sosyal medyada, dijital platformlarda emek sarf eden insanların istatistiklerine ulaşmak için kuşkusuz Google Analytics kullandığını bilmek gerek. Fakat ben bu yazıda farklı bir durumdan bahsedeceğim. Siteme ziyaretçi sağlayan organik arama sonuçlarını görüntülemek istediğimde bana Analytics çoğu ziyaretçi (not provided) olarak gösteriyordu. Aylar sonra düşündüm ki bunun bir çözümü olmalı. Çözümü buldum mu? Buldum. Sizinle de Google Analytics not provided çözümü üzerine konuşmak, çözümü paylaşmak istedim.

Stefan Zweig - Satranç

Stefan Zweig – Satranç

Satranç, tanıştığımdan beri beceremediğim oyunlardan bir tanesi. Bu beceriksizliğin sebebi ise sanırım oyuna çok kafa patlatamamam olabilir. Gel gelelim bu yazının konusu oyun değil kitap. Blog Sözlük’te bir kitap okuma etkinliği var ve ikinci kitap olarak Stefan Zweig tarafından kaleme alının Satranç isimli eseri seçildi. Benim de kitaplığımda durup okumadığım kitaplardan bir tanesiydi ve etkinliğe katılmak için iyi bir sebep oldu.

İlk olarak şunu söylemeliyim ki daha önce Stefan Zweig okumadığım için kendimi hayıfladım. Kitap oldukça kısa ve akıcı. Toplamı 80 sayfadan oluşan bu eser hakkında bir de 80 sayfa değerlendirme ve üzerine düşünceler yazılabilir elbet. Ben kendi düşüncelerime yer vereceğim ama ilk önce kitabı tanıyalım.

4 Trilyon Param Olsa? – #mim

4 Trilyon Param Olsa? – #mim

Şafak Çalışkan oturmuş, düşünmüş, düşünürken goygoy yapmış ve sonunda ‘4 trilyona sahip olsan ne yapardın’ konulu yazısına ben dahil diğer blog yazarı arkadaşlarımı mimlemiş. Ben zaten başlığı gördükten sonra doğrudan trilyonda kaç sıfır var araması yaptım. Benim gibi parayla ilgilenme ümidi bile olmayan fakirler için açıklayalım; bir trilyonda on iki tane sıfır varmış. İnsan yazmaya üşenir be o kadar sıfır! Neyse biz gelelim benim yazacağım konuya. Bakalım 4 trilyon gibi bir miktar beni bozar mı? O kadar param olsa ben ne yaparım peki?

Hastahanelerde Doğru Yönetim Dışsallık Yaratır

Hastahanelerde Doğru Yönetim Dışsallık Yaratır

Öncelikle bu konuda blog yazan kimse olmaması, beni bu konudaki bir boşluğu doldurmaya itti. Bu açıklığın sebebi muhtemel hedef alınan kitlenin küçük olmasıdır. Ama ben sadece sağlık yöneticilerine değil onlarla beraber çalışan tüm sağlık personellerine de güncel haberleri, sürekli değişen sağlık sistemlerindeki son haberleri iletmeye çalışıyorum. Blogumuz henüz 1 haftaya gelmeden 1000 gösterimi aştık ki bizimkisi gibi küçük bir kitle için iyi bir sonuç gibi.

Bu sonuçları yorumlarla pekiştirmek aktif bir platform oluşturmak şuan ilk amacımız. Kendimize misyon edindiğimiz güncel haberleri en doğru şekilde yansıtma görevinin bayrağını dik bir şekilde taşıdığımız sürece bunu da başaracağımızı düşünüyorum.