Doğum Günü Kutlamak Üzerine

23 Oldum! – Doğum Günü Kutlamak Üzerine Düşünceler

İlk cümlesini yazamadığım, yazıp yazıp tekrar geri sildiğim yazılarımı çok beğeniyorum nedense. Fark ettiyseniz bu yazı da o tür yazılardan sadece bir tanesini oluşturmakta ama konumuz basit. Geçen günlerden dört şubata gelen zaman diliminde tam olarak evrende bir senemi daha doldurdum. Yaratılış efsanemi merak ediyorsanız genel olarak kendimi tanımladığım hakkımda sayfasına göz atabilirsiniz. Biraz size doğum günü hakkında düşüncelerimi ve bu aralar vaktin nasıl geçtiğinden bahsetmeye geldim.

Kendime Çaylar #3: Tutunamayanlar Mı?

Kendime Çaylar #3: Tutunamayanlar Mı?

Oğuz Atay, Tutunamayanlar isimli kitabında ‘insanların en verimli olduğu anda tükendim’ der ve bunu tezleriyle bir paragrafta devam ettirir. Ben ise hem insanların hem de kendimin verimli olduğunu hissettiğim anlarda elim kolum bağlı olarak kendimi tükettim. En eğlenceli hobim hatta alternatif mesleğime dönüşen blog yazarlığını bir kenara attım ve cahildim dünyanın rengine kandım.

Kendime çaylar serisinin üçüncüsünde 2017 senesine Şubat’a on kala girmiş olan bir insan görebilirsiniz. Merak edip mail attınız, olmadı yorumlarınızla hayat belirtisi istediniz, tamam hepimiz kabul edelim bu adam da çöp oldu diye biraz da sevindiniz. Size bu zamana kadar neden blog yazamadığımdan bahsetmeyeceğim fakat yazının devamında ‘neden blog yazarlığına devam etmeliyim?’ sorusuna verdiğim cevabı bulabilirsiniz; eh aralarda da başka konular var elbette.

Klasik Pazarlama ve Dijital Pazarlama

Klasik Pazarlama ve Dijital Pazarlama

Pazarlama, işletmelerin belirli faaliyetlerini reklam ya da ilân yolu ile tanıtarak kâra dönüştürmesi adına yürüttüğü sürece verilen isimdir. Söz konusu faaliyetler ürün ya da hizmet olabilir. Aslında bu noktada sadece tanıtımın söz sahibi olduğunu söyleyemeyiz. Zira ürün ya da hizmetin üretimi ve tüketiciye dağıtımı gibi işlemler birer pazarlama stratejisi olarak sayılabilir. Pazarlama işletmelerin temel fonksiyonudur ve işletmeye bağlı bütün departmanlar...
Gittim: 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Gittim: 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı

Her yıl İstanbul’da kuşkusuz en fazla talep edilen etkinlik kitap fuarı oluyor. Bu sene de 12 Kasım’dan itibaren fuar ziyaretçilerine yine konserve tadında açıldı. Ben de durur muyum peki? Durmadım. Ufak birkaç kitap alışverişiyle 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ziyaretimi gerçekleştirdim.

Fuara gitmeden önce kendime ufak bir alışveriş listesi yapmayı ihmal etmedim, size de tavsiyem mutlaka fuara uğramadan önce istediğiniz kitapları bir kenara not alın. Eğer internetten kitap alışverişi yapmaya alışıksanız kitap fiyatlarını internetteki fiyatlarıyla karşılaştırmayı unutmayın. Yine ufak bir tüyo; daha önceden kitap almanız için banka soymanız gereken fuarda bu sene kitaplar daha ucuz. Domingo, Sel Yayınları ve İthaki’de %30 indirim ile alışveriş yaptım, bütün alışverişim internetten daha ucuza geldi.

Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Bir blog yazarı olarak değil de bundan öte iyi bir blog okuyucusu olduğumu düşünerek ‘kişisel blogların devri bitti mi?’ başlıklı bir yazı hazırlamak istedim. Bilen bilir ki neredeyse 2008 yılından beri az çok demeyip, boş geçmeyip saçma birkaç girişim ile blog dünyasının kenarından köşesinden tuttum ve bıraktım. Peki biz bu konuya nereden geldik? Başka bir platformda işler çıkaran yazar arkadaşım ile konuşmamız esnasında blog yazarlarının devri bitti, kişisel blogların yerini artık insanların özel hayatına karışan makyaj blogları aldı’ düşünceleri üzerinden tartışmaya başladık. Sonunda ikimiz de kişisel blogların eskisi gibi talep görmediğini noktasında buluştuk. Ortak bir noktada buluştuk ama gerçekten durum böyle mi? Kişisel blogların devri bitti mi? Ben buna henüz emin değilim. Pinterest üzerinden denk geldiğim yabancı blogda okuduğum ‘Are Personal Blogs Dead?’ başlıklı yazı ise bu konuya tuz biber oldu.