Dilekler, dilek tutulan etkinlikler hakkında görüşleriniz nedir bilemem. Kimisi tamamen dilek tutup bekleme olayına polyannacılık, kimisi batıl inançlar diyebiliyor bazı kişilerse bu etkinlikleri ritüel haline dönüştürebiliyor. Benim için ise bu olay tamamen eğlence; dilek tutup beklemeyi, mum yakıp bir şeylerin gerçekleşeceğine inanmayı umut etmeyi kendi açımdan bir eğlence olarak görüyorum ve seviyorum. Tek bir alanda yapılan ritüellere herkes farklı anlam yükleyebiliyor. Şimdi siz “Oktay ne kadar boş yaptın.” diyebilirsiniz. O yüzden yazımızın asıl amacı olan benim de bileğimde yer alan kırmızı beyaz örülü bileklik Marteniçka ve Bulgaristan’dan gelen hikayesinden bahsedeceğim.

Marteniçka, her yıl mart başlangıcında kırmızı ve beyaz renklerde yün iple yapılmış bilekliklerin bileğe takılmasıdır. Sadece bileklik de değil, kırmızı beyaz yün iplerle örülmüş minik süslerde buna dahil. Bizim alıştığımız kültür ve geleneklerimizde yeri yok fakat komşumuz Bulgaristan başta olmak üzere Balkan ülkeleri buna Şubat’ın son haftasından başlıyor. Marteniçka (uluslararası dillerde Martenitsa diyorlar) adetinin temeli baharın gelişini kutlamaya dayalı. Size tanıdık gelecek isim vereyim; Hıdırellez.

Peki Balkanlarla uzaktan yakından alakası olmayan Oktay bu işe nasıl bulaştı? Elbette nişanlısı sayesinde! Geleneğe göre en fazla mutluluk ve şans getiren Marteniçka insanın sevdiği kişi tarafından hediye edilen marteniçka deniyor. Bileğini çevrelesin, bir dilek tut ve düğümlensin. Aslında uzaktan baktığımda bu kırmızı, beyaz ipler sadece sempatik bir bileklik olarak geliyordu bana fakat şimdi nedir, ne değildir diyerek araştırmalar yaptığım bir ritüel haline geldi. Ayrıca şubat ayının sonuna gelmemiz itibariyle Balkanlardan bir şekilde göç etmiş ya da bir şekilde bağları o topraklara dayanan arkadaşlarımda görünce daha fazla hevesle baktım olaya.

Oktay’ın marteniçkası…

Marteniçka geleneğinden biraz daha bahsedelim ve detaylarına inelim. Bahsettiğim gibi baharın gelişini kutlamak için Bulgaristan başka olmak üzere çoğu Balkan ülkelerinin uyguladığı gelenek. Aslında bir mart ile başlıyor ve mart ayının sonuna kadar sürüyor. Bu etkinliklere Baba Martı Ayı yada Mart Nine diyenler var. Bileğimize taktığımız bu bilekliklere ise Martenitsa, Marteniçka yada Martenitzi deniyor. Yer yüzündeki her gelenek gibi bin yılı aşkın bir geçmişi var, bu yüzden doğrulanabilecek pek hikayesi yok denilebilir. Benim gibi internette araştırma yaptığınızda geleneğin farklı doğma ve yayılma hikayelerine göz atabilirsiniz. Araştırmalardan sonra ve çoğu Bulgaristan göçmeni ve hala Bulgaristan vatandaşı olan tanıdıklarımdan anladığıma göre Bulgaristan’da en çok korunan ve saygı gösterilen geleneklerden bir tanesi. Baba Marta yada diğer adıyla Mart Nine soğukları sona erdirir, baharı getirirmiş rivayete göre. Bu yüzden mart ayının ilk günü Bulgaristan’da herkes marteniçkalarını takar ve Baba Marta Bayramı kutlar.

Marteniçka nasıl yapılır diye merak edenleriniz olabilir, en basitinden internette bulduğum aşağıdaki görsel sizlere anlatabilir sanıyorum durumu. Kırmızı ipi beyaz iple birlikte örgü yap ve bileğine tak.

Her şey iyi güzel, marteniçkaları yaptık ve bağladık ama sonrası? Bu inanışta uçan bir leylek ya da turna görmeniz gerekiyor. Size tüyo; benim gibi çalıştığınız şirketin çatısında karlı bir havada leylek gördüyseniz asla on dakika boyunca poponuz donarak bu kuşun uçmasını beklemeyin çünkü bunu mart ayı içerisinde görmemiz gerekiyor.

Bu tür şeylere inanmadığımı belki yazının başında anlamışsınızdır fakat marteniçkamın bana geliş şekli çok değerli. Ayrıca kesinlikle çok şirin bir gelenek. O yüzden mart ayını bekliyorum heyecanla; o leyleği hava göreceğim, bilekliğimi çıkaracağım ve çiçek açtığını gördüğüm ilk ağaca bağlayacağım. Bileğimdem hiç çıkarmasam da olur bir bileklik olarak yakıştı bence, aksesuar olarak da güzel.

Resim kaynağı: Different-Journey

Son olarak; marteniçkalar satılmaz ve satın alınmaz. Sadece hediye edilebilir. Çestita Baba Marta!

Yazı başlığında kullandığım fotoğraf MireXa tarafından Pixabay‘a yüklendi.

5 Comments

  1. bende geçen sene bu covid olaylarından once bulgaristandaydım ve görmüştüm insanların ellerinde hiç de araştırmamıştım şimdi böyle karşıma çıkması beni şaşırttı eline sağlık cidden

  2. “Oktay bu işe nasıl bulaştı?” sorusuna verdiğim cevabın doğru olduğunu biliyordum… Hiçbir erkek, kalben bağlı olduğu bir hanım kişi tarafından dayatılmazsa bir ip bağlamaz bileğine. Ben de bileğimde bi’ urganla gezmiştim 3 ay kadar. Ama bahaneyle güzel bi’ kültür tanımışsın bak, sevindim senin adına.

    Yazını okuyalı epey oldu, okuduktan sonra algıda seçiciliktendir muhtemelen insanların bileklerinde bu tip iplerden görmeye başladım. Baya baya gözümüzün önündeymiş de merak edip araştırmamışız, vesileyle senden öğrenmiş olduk 🙂

    Bakalım daha nelerle tanışacaksın nişanlın hanım sayesinde Oktay 🙂

    • Oktay

      Tahsin teşekkür ederim dostum bu güzel yorumun için 🙂 . Bir gerçek var; evet normal şartlarda bir ipi bileğime bağlamam 😀 . Sanıyorum bunun bir kültür olduğunu fark ettikten sonra ben de çok görmeye başladım bu ay içerisinde insanların bileklerinde, muhtemelen algıda seçicilik. Ben de daha farklı nelerde tanışacağım diye merak ediyorum beraber geçireceğimiz bu uzun yolda 🤔.

  3. Bursa’da çok göçmen var ancak 6 yıldır hiç dikkat etmemiştim bu bileklikler var mı diye. Bundan sonra daha algılar açık olacak bu konuda. 🙂

    Bilgi için teşekkürler…

  4. ayşegül

    merhaba Oktay Bey
    yeni yazınız ne zaman acaba ?
    çok uzun zamandır bekliyoruz fakat sizden haber almıyoruz
    Geri dönüşlerinizi rica ederim
    iyi geceler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.