Bir blog yazarı olarak değil de bundan öte iyi bir blog okuyucusu olduğumu düşünerek ‘kişisel blogların devri bitti mi?’ başlıklı bir yazı hazırlamak istedim. Bilen bilir ki neredeyse 2008 yılından beri az çok demeyip, boş geçmeyip saçma birkaç girişim ile blog dünyasının kenarından köşesinden tuttum ve bıraktım. Peki biz bu konuya nereden geldik? Başka bir platformda işler çıkaran yazar arkadaşım ile konuşmamız esnasında ‘blog yazarlarının devri bitti, kişisel blogların yerini artık insanların özel hayatına karışan makyaj blogları aldı’ düşünceleri üzerinden tartışmaya başladık. Sonunda ikimiz de kişisel blogların eskisi gibi talep görmediğini noktasında buluştuk. Ortak bir noktada buluştuk ama gerçekten durum böyle mi? Kişisel blogların devri bitti mi? Ben buna henüz emin değilim. Pinterest üzerinden denk geldiğim yabancı blogda okuduğum ‘Are Personal Blogs Dead?’ başlıklı yazı ise bu konuya tuz biber oldu.
Evliliğin, aşkın arkasından hançer sapladığına inananlar gibi sanırım ben de Facebook ve Twitter gibi mecraların ‘blog’ kavramına dostça yaklaşıp daha sonrada onu arkasından vurduğunu düşünüyorum. Sosyal mecralar çıkana kadar kişisel bloglar bugün olduğundan daha fazla talep görüyordu, yalan yok. Fakat ne zaman sosyal mecralar kişisel medyaları oluşturmakta ana akım platformlar oldu işte o zaman kişisel bloglara olan ilgi ve alaka da azaldı. Fakat bu platformlar ilginin azalmasına neden olsa da şu gerçeği unutmamak lazım; bloglara en çok trafik kaynağı gönderenler de onlar.
Instagram Faktörü ve Profile ‘Blogger’ Yazmak
İçerik takipçileri diyebileceğim internet kullanıcıları ‘bilginin kısa olanı makuldür’ deyip sanırım iki paragrafı geçmeyen yazıları okumayı seviyorlar ki biz kişisel blog yazarları da iki paragrafın altında kalmayı pek beceremiyoruz. Bu yüzden bir dönem moda olan (ve sanırım hala ilgi görüyor) Instagram yazarları kendilerine ‘style bloggger’, ‘fashion blogger’ diyerek ilgide tavan yaptılar ki arkadaşımın da bahsettiği ‘insanların özel hayatına karışan bloglar’ işte tam olarak bu kullanıcılar oldu. Fotoğrafların altına yazılmış maksimum 100 kelimeden oluşan tek paragraflık yazılar yükselişe geçerken kişisel bloglara ve bu blog yazarlarına olan ilgi azaldı. Instagram’a uzun video özelliği gelince zaten vajina beyazlatma filan derken iyice blogger kavramı saçma sapan bir hal almaya başladı.
Kişisel Blogların Devri Bitmedi!
İşin asıl gerçeği ve benim şahsi görüşüm şudur ki; wordpress, blogger, tumblr, medium gibi servisler durduğu sürece ve kaliteli blog içeriği üretenler var olduğu sürece kişisel blogların devri bitmeyecek. Çünkü artık devir internet yayıncılığı devri ve blog yazmak da internet yayıncılığının (ister kabul edin, ister kabul etmeyin) bir parçası ve günden güne olan ilgi ivme kazanarak artıyor.
Araya bir teşekkür sıkıştıralım:
Blog yazarları, kişisel bloglar filan demişken eski bir blog yazarı olan Evren, ‘Gelecek Vaat Eden Bloglar’ adından bir liste hazırlamış ve bu listede bana da yer vermiş sağ olsun. Listede hem kendimi hem de takip ettiğim birkaç blogu görmek ayrı güzel.
O zaman yazıyı ‘e-vren günlüğü’ blogunun sahibi olan Evren’in bir sözüyle kapatalım: “Blog yazarı olmayan bir internet düşünemeyiz. İnterneti biz blog yazarları kurtaracağız.”
Peki ya sizce kişisel blogların devri bitti mi? Bu konuda görüşlerinizi merak ediyorum. Lütfen bana görüşlerinizi iletişim sayfasından ya da bu yazıya yorum olarak ulaştırınız.
Bende sana katılıyorum. İşin şöyle bir boyutu var ki sosyal ağlar olmasa sanırım blog yazarları kendilerini duyurmakta oldukça zorlanacaklardı. Benim de bir blogumun olmasından mütevellid bu konuyu çokça düşünmüştüm. Ama her ne sonuca ulaşırsam ulaşayım sosyal ağların blog ortamına olan etkisini hiçe sayamıyorum.
Güzel bir yazı olmuş. Ellerine sağlık. 😊
Selamlar Fatma, öncelikle bu konu hakkındaki fikirlerini belirttiğin için teşekkür ederim 🙂 Blogunu daha önce ziyaret ettiğim ve çoğu başarılı kitap blogları sahipleri için şunu söyleyebilirim; eğer takip ediliyorsanız kocaman bir tebriği hak ediyorsunuz.
Şahsi görüşüm; kişisel blogların devri bitmese de duraksamaya girdiğidir. Yıllarca blog yazarlığı yapıp artık ayda yılda bir yazan; blog yerine vloga yönelen yazarlar azımsanamayacak derecede çoğaldı. Şu da bir gerçek ki; artık insanlar kısa yazılardan ve videolardan istediklerini alıyor. Uzun uzun yazı okumak istemiyor. Ayrıca sosyal medyada etkileşime girmek ve kitle oluşturmak bloga göre daha kolay.
Dünyada ki durum nedir bilmiyorum ama Türkiye için bitmese de durdu diyebilirim. Ama genede son zamanlarda bloga yönelen ve yazan arkadaşları gördükçe de bir umut hâlâ var diyebilirim.
Özne, hoşgeldin 🙂 Öncelikle bu konu hakkındaki fikirlerini belirttiğin için teşekkür ederim. Sana hak veriyorum, kesinlikle bir duraksama yaşanıyor. Belki bu duraksama değildir ama gözle görünür bir kısırlık var. Vlog çekeceğim diye çiçek gibi bloglarını terk edip giden insanları hiç saymıyorum bile. Dünyada da -benim gördüğüm- durum buradan pek farklı değil ama diğer ülkelerde bloglar bir pazar oluşturmuş durumda.
Yeni başlayan arkadaşlar umarım bir vakit sonra sıkılmazlar diyelim, yardım için her zaman kapımız açık.
Kişisel blog yazarlığına yeni soyunmuş biri olarak değil de bir blog okuru olarak konuya değinmek istiyorum. Blog aleminde kişisel blog açma eğilimine sürükleyecek o kadar çok blog var ki. Bulunduğumuz kategorideki sitelerin her biri birbirinden değerli yazar kardeşlerimizin kaleminden dökülen makaleler ile dolu. Kah bilgilendirici , kah eğlenceli , kah düşündürücü. Özel hayata karışım bloglarına her gün bir yenisi ekleniyor. Ama hiçbir zaman kemik kitlesini oluşturamayacak. Ruj almak için birine danışılmayacağını öğrenene kadar devam etsinler. Kişisel blogları ayakta tutacak ise kaliteli içerik + okumaktan sıkılmayan tayfa. Yazılan kaliteli içerikleri okuyabilecek 10 tane kemik okur kadrosu ile her kişisel blog ayakta kalacaktır. Yıpranır ama yırtılmaz 🙂 Saygılarımla
Hoşgeldin Ramazan 🙂 ‘Yıpranır ama yırtılmaz’ sözünü tuttum ben. İnsanları alacağı ürünler için birinin yönlendirmesi elbette yanlış değil ama bunu yapan kişiler yanlış. Gerçi hoş, benim umurumda değil ya 🙂 İnsanlar gayet güzel blogları görüp blog açma girişiminde bulunuyorlar ama bir sıkıntı var. Biraz sabredemeyip ‘ziyaretçilerim kötü’ diyerek terk ediyorlar bloglarını ve ortalık blog çöplüğüne dönüyor daha sonra. Bunu ayrıca tartışalım derim ben. Görüşmek üzere 🙂
Bitmez abi, ben bitti demeden bitmez. Biz okunsun diye mi yazıyoruz yahu? Ya da kişisel blogdan kâr edeceğimizi düşünmüyoruzdur (en azından ben). Blog / YouTuber – vLogger konusunda da şöyle düşünüyorum; bir videoda yazacağın şeyleri konuşursan o vLog olur meselâ Çağrı Abi (suskumru) çok güzel yapar bunu ama “nasıl yapılır” ve/veya “xx nedir” gibi bir video çekersen ben buna blog ya da vLog demem. Oldum olası fotoğraf altına destan yazan tiplerden nefret etmişimdir ve profil bloggerlığından da ediyorum. Emaaan bana ne.
Hoşgeldin Laci 🙂 Ben kimle tanıştıysam okunsun ya da kâr elde etsin diye blog tutmuyor. Bu listeye beni de ekleyelim (ama yalan yok kar elde ediyorum). Zaten ‘aman çok fazla okunmam lazım’ diyen insanların blogları birer birer arşivin tozunu kaldırmaya devam ediyor. Aslında hepimizin demesi gereken şey şu; “emaan bana ne.”. 🙂
Televizyon çıktı; radyonun devri bitti mi? Sinema, tiyatroyu bitirdi mi? İnternet gazeteciliği basılı gazeteleri öldürdü mü? Popülerliğin, ilginin, okunurluğun, ziyaretçi trafiğinin ya da yorum sayısının azalması blogların devrinin bittiğinin göstergesi değildir. Eğer öyle olsaydı -senin de yazında izmini geçirdiğin- Medium projesi bu kadar ilgi görür ve bir anda binlerce insan blog açmaya yeltenir miydi?
– Sosyal ağların bizi pratikliğe ve tembelliğe alıştırdı. Çoğu blog yazarı, bloglarını terk edip oralarda arz-ı endam etmeye başladı. Ama sıkılacaklar… Facebook’tan Twitter’a, oradan Instagram’a, Instagram bitti Snapchat’e koştur koştur bir yerde yorulacaklar. Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yine kürkçü dükkanı.
– Sosyal ağlarda kiracıyız, bloglarımızda ev sahibi. Bunun bilincinde olmak çok önemli. Herkesin var olduğu Facebook ve Twitter’da blog yazılarınızı binlerce kişiye duyurmanız büyük avantaj. Ama orada yerleşip kalmak çok akıllıca değil. Meydanlarda miting yapan parti liderleri yüz binlere mesajlarını ilettikten sonra parti binalarına geri dönerler.
– Instabloggerlara çok kafayı takmayın. 10 yıl önce onun ilk hali Yahoo 360’da başladım blog yazmaya. Sonra ne oldu; Yahoo, 360 adlı servisini kapattı. Neyse ki oradaki yazılarımı çoktan Blogcu.com’a taşımıştım. Blogcu.com da sonra satıldı ve sanırım artık çöp. Instagram da ömrünü tamamlamak üzere. Daha dün Twitter, Vine’ı kapattığını açıklamadı mı? Başkasının arsasına ev kurarsan ev sahibi olamazsın. Sen blogunda yaz, üret ve bırak Facebook ve Twitter senin emrinde çalışsın. Gönder yazılarını gitsin.
– Ben şahsen insanların sosyal ağlardan sıkılmaya başladıklarını düşünüyorum. Birbirinin benzeri projelere bambaşka özellikleriyle alternatif getiren henüz yok. Vloglar revaçta, unutmayın ki bir blog yazarı potansiyel bir fotoblogger ve vloggerdır. Blogger olmadan YouTuber olmaya kalkanların içler acısı durumu ortada. Türkiye’de üretilen video içeriklerin acınası durumlarıyla yurt dışında belgesel tadında oluşturulan videoların farkı açıkça ortada. Blog kültüründen yetişip gelmiş her birey sağlam bir vlog üreticisi olmaya aday. Öyle de olmalı. Blogunu kaliteli yazılarla inşa eden kişi, en iyi fotoğraf ve videolarla da bu içeriğini zenginleştirmeyi bilmelidir.
Ve son söz: Sen blog yazmaya başladıysan, Ramazan blog yazmaya başladıysa, Gizli Özne blog yazmaya başladıysa, ben burya yorum yaptıysam, üşenmeyip Gelecek Vaat Eden Bloglar diye bir liste hazırladıysam, o listeye yine birileri sinirlendiyse… Blogların devri asıl şimdi başlıyor!
Kişisel bloglar her zaman internetin temiz yüzü olarak kalacaklar. Ve tabii ki internetin en anlamlı siteleri her zaman kişisel bloglar olarak kalacaktır. Ve yaşama, insanın iç dünyasına, evrene dair asla eskimeyecek içerik her zaman kişisel bloglarda olacak. Facebook’ta, Twitter’da, Instagram’da geçici her şey sadece daha çok tıklanmak ve daha çok beğeni almak için. Zaten sosyal medyanın amacı düşünen ve eleştiren insnaların yerine düşünmeyen ve her şeye küfreden insanlar yetiştirmek değil mi? “Bilge bloglar” her zaman ayakta kalacaktır.
Fakat, bloglar artık eskisi gibi değil. Artık bloglar form değiştirmeli. Önceden forumlar vardı herkes forumlara akın ederdi şimdi neredeyse bitti… İnternetin yeniliklerine de ayak uydurmak gerekiyor. Blog yazarları bloglarının bir kısmını video bloga dönüştürmeli. Sosyal medya hesabı olan Blogcu oradan bloguna bağlantılar da vermeli… Artık okumayı kimse sevmiyor. Video ve foto galeri ile bloglar yeniliklere ayak uydurmalı diye düşünüyorum.
Bence bitmedi ve bitmez Oktay oğlum. Sen açıklayıcı yazında belirtmişsin zaten. Ayrıca seçildiğin için tebrikler. Blog açmak bir hevesle olursa ve güncellenmezse dayanamıyor bu hıza. Ama bloğu ciddiye alanlar en azından semeresini okunmak olarak alırlar. Konu güzeldi. Arkadaşlar da detaylı yazmışlar. Emeğine sağlık Oktay.
Birileri hala blog yazmaya devam ettiği sürece bloglar devam edecektir. Youtube çıktı bloglar bitti diye çok yazı okudum. Popüler bir youtuber’a; “vlogger da blogger da olmalı, ikisininde modası geçmez çünkü televizyon geldi diye kitapların değeri düşmedi değil mi?” dedim. Cevabı ise, değeri düşmedi ama kitapçıların %80’i kapandı oldu. Sen, ben ve o blog yazdıkça devam edecektir. Sayılarımız azalsa bile kaliteli,samimi olduktan sonra değeri artacaktır. Saygılarımla,
Benim şahsi düşüncem kişisel blogların devri günümüzde bitmiş gibi görünse de aksine belli bir zaman sonra kişisel bloglar daha çok canlanacak bence çünkü sosyal medya sitelerinin geçici olduğunu herkes biliyor, insanlar oralarda zaman kaybediyor bunun farkına bir gün mutlaka varacaklardır. Vardıklarında ise kişisel bloglar tekrardan canlanacak. Ama şu da bir gerçek ki, günümüzde makyaj ve yemek blogları daha fazla ilgi görüyor.
Ama gün gelecek kişisel bloglar tekrar canlanacak, sosyal medya siteleri ne kadar çoğalırsa çoğalsın insanlar sosyal medya sitelerinin boş olduğunu görecekler ve kişisel bloglara yönleneceklerdir diye düşünüyorum.
Kişisel bloglar bir amaca hizmet ettiğinde hiçbir zaman devri bitmeyecektir. Lakin “Kişisel Blog” kavramı ülkemizde yanlış yorumlandığından ortaya çıkarılan blogların %90 lık bir kısmı benzer içerik yapısında oluyor. Oysaki kişilerin kendi uzmanlık alanlarına dayanarak, kendi bilgi ve birikimlerini ziyaretçiye aktarabilecekleri bir platform oluşturmak gerekiyor. Yoksa bugün baktığımızda kişisel blog sloganına sahip çoğu blog ya teknoloji sitesi yada haber sitesi gibi olmuş.
Kişisel blogların devri bitti denemez çünkü kişisel blog açanlar bir anı defteri, günlük gibi siteye yazıyorlar bir beklentileri olmadan. Blogtan beklentisi olanlar ise kişisel yazılarının yanında güncel olaylardan, farklı kategorilerden yazılar yayınlayarak ziyaretçi çekmeye çalışıyor.
Kişisel bloglar iyiki varlar. Hem yeni insanlar hemde yeni düşünceler tanıyoruz.
Ben de düşüncelerinize katılıyorum. Aslında ben bloglar ile tanışalı çok olmadı. Ama beni birçok sosyal ağdan uzak tuttu diyebilirim.
Blog okumaya başladığım andan itibaren, instagram ve daha birçok sosyal ağa eskisi gibi sıklıkla girmemeye başladım. Ki şuan tamamen koptum. Tebrik ediyorum haklı bir konuya, güzel bir ışık tutmuşsunuz.
Kişisel bloglar eğer kullanıcıya doyurucu içeriği sağlıyor ve tatmin ediyorsa hiçbir zaman bitmeyecektir. Lakin kuruluş amacı tamamen para kazanmak olan ve kopya,çeviri,yeniden yazım içeriğe sahip bloglar elbette kısa sürede hüsrana uğramaktadır.
emek verilirse kesinlikle kişisel blogların devri bitmez çok kategori olursa daha çok hit gelir diye düşünüyorum şahsen benim uğraştığım kategori sadece seo seo’dada fazla makale yok eğer sizin ki gibi bir blogum olsaydı her türlü kategoride yazardım daha çok hit çekmesi için gerçi hitin pek bi önemide yok artık kullanıcıyı sitede tutmak mesele size bir ipucu vereyim eğer bilmiyorsanız sitenizin açılış hızı ne kadar hızlı olursa google’de üst sıralara çıkmanız daha hızlı olur bide hergün 3 – 5 makale girin girmeyi ihmal etmeyin tavsiyelerim bunlar gerisi size kalmış elinize emeğinize sağlık inşallah iyi yerlere gelirsiniz.
Bence de bitmedi, bitmesin de zaten. 🙂
Uzun yazıların tadı başka…
Bu sevda bitmez. Lacivert demişti yukarıda bir yorumda. Biz millet sürekli okusun, yorum yapsın, herkes bizi konuşsun gibi amaçlarla yazmıyoruz. En azından ben öyle yazmıyorum. Ben yazmaya başladığımda blog diye bir şey mi vardı? Yoktu. Aslolan yazmaktır. Bunları sergileme yöntemi değişebilir sadece. Bloglar da bu işe yarıyor şu anda.
Yani kişisel blogların devri bitmez.
Bana kalırsa kişisel blog sitelerinin devri minimum 4-5 yıl sonra biter. Henüz çok erken, çoğu kişi bilgi edinmek için kişisel blog sitelerini kullanıyor.
blogger’lık başlı başına bir meslek dalı haline gelmeye başladığı için blogger’lık bitmez 🙂
Kullanıcı deneyimini aktaran kişisel bloglar hiç bir zaman bitmeyecektir.Nitekim herbirimiz bir şey satın almadan yada kullanmadan önce, müşteri yorumlarına ve deneyimlerine bakıyoruz.Ancak şöyle bir gerçek var, artık insanlar görsel kanallar ile iletişimi daha çok kullanıyor.Şuan yazdığınız bu yazıyı video ile zenginleştirseydiniz yazınızın değeri daha fazla olacak ve kullanıcı gözünde daha etkili olacaktı.
insanlar bir şey yazmaktan vazgeçene kadar bitmez bence. Hepimiz sitemizi ilk açtığımızda kimsenin okumadığıni bildiğimiz halde yazmaya devam ettik. Bu nedenle biz blog yazmaktan kolay kolay vazgeçmeyiz. Bu boş sayfamızı kolayca silip atmayız.
Kişisel blog’lar devri bence de bitmez. Çünkü dünyanın merkezinde insan var ve kişiler genelde kabul etmek istemese de, olaylara karşı farklı kişilerin görüşlerini de öğrenmek isterler. Başkalarının hayatları hakkında bilgiler almak ve fikirlerini öğrenmek isterler ve istemeye devam edecekler.
Bitmedi ama Youtube ile birlikte can çekişiyor artık. Ya son bulacak yada tekrar dirilecek.
Senin için bitmedi ise, bitmez. Genel durum önemli değil o kadar da bence; buna bakmak karamsar yapar insanı. Kendine bakmalısın; benim için biter mi bitmez mi?
Bitmez ama değişime uğraması ve yenilenmesi şart. Bu değişim önce blog yazarlarından ve onların profilinden başlayacak belki. Çünkü çoğunluğun yapıyor göründüğü asıl olanmış gibi bir algı yanılgısı olduğunu düşünüyorum. Zamanla instabloger tarafına kayanlar, hevesi geçip bırakanlar ya da burası benim e-günlüğüm diyerek bir ivme kaygısı taşımdan sürdürenler olacak. Yazmayı, araştırmayı seven, burada oldukça emek harcamalıyım deyip bundan mutlu olan grup belki dijital dünyada lokomotif formlara sokarak blogları devam edecekler. Kendini ve kendi gerçeğin ve yaşanmışlığın üzerinden hayatı yazmak klasiktir ve modası geçmez diye düşünüyorum..
Faydalı ve özgün içerik üretildiği sürece bitmesi imkansızdır. Öncelik her zaman fayda olmalıdır ki zaten Google amca bunu ister ve sever. Ancak amaç sadece para kazanmak ise günümüzde sosyal medya siteleri gibi zamanla bel altı içerikler yayınlayıp veya kopya içerikleri spinleyip yayınlarsanız tabi ki bitmeye mahkum olursunuz….
Ne yazık ki bloglara artık eskisi kadar değer verilmiyor. Özellikle sosyal medya araçlarının çıkışını blog kültürüne ciddi darbe vurdu. Önceden google blogları arama sonuçlarında çıkarırdı. Artık blogspot veya blogger yazmadan blog bulmak imkansız.
Bence kişisel bloglar yerine forumlar tarih oldu.