Yıkıma Giden Adam

Yıkıma Giden Adam – Alfred Bester

Size polisiye ve bilim kurgunun başarılı bir şekilde birleştiği Yıkıma Giden Adam kitabını tanıtmak istiyorum. Bilirsiniz, 8. Kadıköy Kitap Günleri yazımda bir alışveriş yaptığımı ve bu kitabından alışverişimin içinde olduğunu söylemiştim. Kitabı gerçekten çok beğendim! İthaki Yayınları boş bir bilim kurgu kitabı yayınlamıyor, ben bu konuda onlara güveniyorum. Neyse biraz kitaptan bahsedelim.

Yıkıma Giden Adam, Alfred Bester tarafından yazıldıktan sonra ilk önce bir dergide yayımlanıyor. Sonra hikayeye ilgi artınca 1952 yılında ilk kez roman haline getiriyor. Şuan ise dünyanın dört bir yanında bilim kurgu klasikleri listesinde satılıyor. Konusu ayrı ilgi çekici, işleyiş sürükleyici geçiyor. Bu yüzden kitabı bitirmem -genellikle sadece gece kitap okumayı tercih ettiğim için- 2 günümü aldı.

8. Kadıköy Kitap Günleri

8. Kadıköy Kitap Günlerine Gittim

Bugün ufak bir Kadıköy turu attıktan sonra tarihi Haydarpaşa Gar’ında düzenlenen Sekizinci Kadıköy Kitap Günleri etkinliğine gittim. Kitap fuarlarını ve bu tür şeyleri sevdiğim pek söylenmez ama sevdiğim kitaplar var elbet. Beni bu etkinliğe çeken etken mekân Haydarpaşa Garı olarak seçilmesi oldu. Güzel vakit geçirdim biraz da kitap alışverişi yaptım (altı üstü 3 kitap aldım).

İlk önce her ne kadar okumayacaklarını bilsem de buradan Kadıköy Belediyesini tebrik ediyorum. Tüyap gibi devasa büyüklükte gerçekleşen kitap fuarlarından daha güzel, daha havalar bir kitap günleri düzenlenmiş. En azından insanlar kıç kıça, omuz omuza yayınevi standlarını gezmiyor, alan gerçekten güzel değerlendirilmiş. Yorulduysanız veya satın aldığınız kitaba daha detaylarıyla göz atmak istiyorsanız vagonlar da insanların dinlenmesi için açılmış.

Odamda Yolculuk – Xavier de Maistre

Odamda Yolculuk – Xavier de Maistre

Sizi odanızda bir keşfe davet ediyorum, belki ufak bir yolculuk da olabilir. Bu konuda bize rehber olacak kitap ise Xavier de Maistre isimli sanatçının bir dönemini yansıtan Odamda Yolculuk isimli eseri. Kitabın konusu çok basit fakat zamanının büyük çoğunluğunu bir odada geçiren kişilerde güzel bir etki bırakacak (en azından bende bıraktı) bir kitap.

Yazarımız Xavier de Maistre, askerlik zamanında yaptığı düello nedeniyle kırk iki gün Torino Kalesi’nde bir odaya hapsediliyor ve yazar bu kırk iki günlük süreyi Odamda Yolculuk kitabında anlatmaya başlıyor. Maistre, yazdığı bu eser ile klasik edebiyat tarihine başarılı bir şekilde adını yazdırıyor ve tutsaklığın aslında bir takım özgürlük olduğunu biz okuyuculara anlatmaya çalışıyor.

Tembellik Hakkı – Paul Lafargue

Tembellik Hakkı – Paul Lafargue

Biz insanoğlu sanırım tembelliğe alışık bir ırkız yada tembelliği bir kez yaşamak istiyor olabiliriz de. Hangimiz tembellik yapmak istemez ki? İşten bir saatliğine fazla kaytarmak, daha az ders çalışarak daha fazla not ortalamalarına sahip olmak, ‘ya hacı ne diyorsun sen?’ diyerek bu yazıyı atlayarak okumak hepimizin yapabileceği basit tembellikler arasında. Fakat Paul Lafargue, yazdığı Tembellik Hakkı kitabı içerisinde bize asıl Aylaklık tanrısına inanması gereken kişilerin burjuva sınıfı değil işçi sınıfı olduğunu anlatmakta. Lafargue, yazdığı bu manifesto niteliğindeki kitapta bizlere zamanı kullanma özgürlüğünün temel bir özgürlük biçimi olduğu hatırlatıyor. Benim bir oturuşta bitirdiğim bu Tembellik Hakkı kitabının içine bir dalalım…

Sen Ölürsün Ben Yaşarım - Celil Oker

Okudum: Sen Ölürsün Ben Yaşarım

Uzun zamandır kitap okumak için fırsat bulamıyordum. Fırsattan öte bir şey olabilir belki okumamak için bahanelerim vardı. Geçen günler raf, kitaplık temizliği yaparken kendi kendine ‘ulan alıp okumamışım ben bunları’ dedim kitaplara bakıp. Yani sizin anlayacağınız kitaplıktaki okumadığım, yarıda bıraktığım kitapları birer birer okumaya başladım bu aralar boş vaktim bolken. İlk tercih ettiğim kitap ise Celil Oker tarafından yazılan Sen...