Aylaklık tanrısı ile bu vakitlerde aram pek bir bozuk. Ben, yeni bir heyecan aramak için ona küstüm. Sanırım o da bana bu durumdan mütevellit kızgın olacak ki aylaklık yapmak için artık vakit tanımıyor. Yani aslında demek isteğim şu; bloga baktım ve gördüğüm şey bir ayı geçkin süredir içerik girmediğim oldu. Sonra kendime baktım, bir aydır elime sadece bir tane kitap almışım. Son kez bir de aynanın karşına geçip kendime baktım. Lanet olsun! Çok sevdiğim sakallarım ufak bir top sakala dönüşmüş.

Şimdi üstteki paragrafı okuyup bu adam blog yazmayı, kitap okumayı hatta ve hatta sakal bırakmayı aylaklık olarak görüyor. Galiba evet. Çünkü bunlar artık benim aylaklık (ya da biz buna tembellik diyelim) için ayırdığım vakitlerde yapabileceğim etkinlikler. Sakal konusuna zaten hiç girmeyelim. Yazının devamında biraz halleşelim.

Yazının adını imam, karga ve ben (bir blog yazarı arkadaşımızın tweet gönderisinde görmüştüm) koydum. Durumumu anlatan en iyi kelime grubu bu olabilir. Eğer bir sonraki cümleye hazır hissediyorsanız yazıya devam edebilirsiniz. Artık hafta içi sabah saat 05.30’da alarmım çalıyor ve kalkıyorum. Kalkıyorum da ne oluyor? Kargalar yeni yeni bokunu debelerken ben hazırlanıyor oluyorum. İmam ise muhtemelen uykulu bir şekilde sabah ezanını okurken ben servisi ya bekliyorum ya da yeni binmiş oluyorum. Çünkü ben freelance olarak gelen parayla kendimi geçindiremediğim için bilindik bir kitap mağazasında lojistik personeli olarak, tam zamanlı işe başladım. Özetle olay şudur ki; tam zamanlı çalıştığım için ne blog yazısı gelebiliyor ne de kitap okuyabiliyorum.

Bu arada bir ayda sadece bunlar değişmedi. Artık süper bir bekar hayatı sürdürüyorum! Evlenip boşanmadım ve ‘özel hayatından bize ne be’ diyebilirsiniz, fazlasıyla hak veririm. Zaten bahsettiğim bekarlığın bireylerin ilişki durumu olan bekarlıkla uzaktan yakından alakası yok. Artık tek başıma yaşıyorum (kiracı, ev arkadaşı filan aramıyorum bakın) ve yakın zamanda yeteneklerime çok mükemmel bir aşçı yazabilirim. Yok kafama tak ederse bu durum demleme çay partisi yapacağım zaten.

Son olarak; kendime çaylar serisi için bir iki mail ve mesaj aldım. Motive edici mesajlarınız için ayrıca teşekkürlerimi borç bilirim. Yazmak istedikçe yenisi gelir, çünkü bu hal ve gidişat (kısaca hayat) çayı anca kendine demlersin diyor. Neyleyelim, biz de çayı seviyoruz.

[mks_icon icon=”fa-asterisk” color=”#dd3333″ type=”fa”] Aylaklık Tanrısı hakkında merak ettiklerinizi Tembellik Hakkı isimli kitap için yazdığım yorumda bulabilirsiniz.

10 Comments

  1. Son zamanlarda herkeste tek düzeliğe karşı bir haykırış var ama iş icraate gelince maalesef kayda değer bir şey yok 🙂 Bu düzen böyle gelmiş böyle gider dostum. Yapacak bir şey yok.

    • Oktay

      Tek düze bir hayat yaşamadan da ekmek olmuyormuş, o bariz belli. 🙂 Gerçekten yapacak bir şey yok.

  2. Oktay, yakışıklıymışsın oğlum. Maşallah diyeyim. Yazını okurken gülümsedim hep. Ben de düşünüyordum Oktay nerelerde diye. Hafızam iyidir benim. Geçen gün kızıma isimlerinizle başladım saymaya, tanıdığım tüm bloggerları. “Ayyy anne bir susss!” dedi. Anlamıyor blog işinden 🙂 Ama çok takdir ediyorlar torunumla… İşin hayırlı olsun. İş konusunda bir yazın vardı hatırlıyorum. İmam, karga ve ben… Hoştu. İyi geceler dileklerimle 🙂 Ece ablan.

  3. Freelance olarak geçinmek çok zor zaten, zamanında bende denedim ama genelde sömürmeye uğraşıyorlar, bana kalırsa tam zamanlı işten daha yorucu. 🙂 İstisnalar mevcuttur elbet. Tuhaf bir şekilde kitap mağazasında çalışmak ve hatta kendi mağazamı açmak en büyük hayalim. Benim hayalime benden daha yakınsın. 😀 Bence zamanla alışırsın ve kendine daha fazla boşluk yaratmaya başlarsın, baktın olmadı yeni bir sayfa açarsın. Kolay gelsin. 🙂

    • Oktay

      Freelance olarak geçinmenin zorluğu insanların sömürülmesinden değil ama webmaster forumlarında ne kazansam kardır diyen kalitesiz iş yapan insanlar yüzünden doğuyor. Hayaline uzak olma o kadar, vazgeçme de. Yok eğer bir gün mağaza açarsan lojistik personelin hazır 😛 Teşekkür ederim yorumun için.

  4. Oktay uzun zaman sonra dönmüş olmana sevindim. Ben de sen gibiyim. Aslında çok da bir iş yapmıyorum ama yine de bloga yazamıyorum pek. Kitapların arasında kitap okuyamamak ilginç bir durum olsa gerek. Bence ironi tanrısıyla aran iyi 🙂

    • Oktay

      Hem çalışma ortamım kitaplarla dolu, hem de evde okumayı bekleyen kitaplar var. İroni çok büyük ama ben bu büyük oyunu bozacağım, hedef 2017 😛

  5. Aylaklık kısmına katılmıyorum ama yazılanlar durumu yansıtmış 🙂

  6. Hayat insani bazen çok yoruyor . Bende sen gibiyim bu sıralar oktay Ama yaşadığımız sürece hep mücadele etmek zorundayız malesef.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.