Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Bir blog yazarı olarak değil de bundan öte iyi bir blog okuyucusu olduğumu düşünerek ‘kişisel blogların devri bitti mi?’ başlıklı bir yazı hazırlamak istedim. Bilen bilir ki neredeyse 2008 yılından beri az çok demeyip, boş geçmeyip saçma birkaç girişim ile blog dünyasının kenarından köşesinden tuttum ve bıraktım. Peki biz bu konuya nereden geldik? Başka bir platformda işler çıkaran yazar arkadaşım ile konuşmamız esnasında blog yazarlarının devri bitti, kişisel blogların yerini artık insanların özel hayatına karışan makyaj blogları aldı’ düşünceleri üzerinden tartışmaya başladık. Sonunda ikimiz de kişisel blogların eskisi gibi talep görmediğini noktasında buluştuk. Ortak bir noktada buluştuk ama gerçekten durum böyle mi? Kişisel blogların devri bitti mi? Ben buna henüz emin değilim. Pinterest üzerinden denk geldiğim yabancı blogda okuduğum ‘Are Personal Blogs Dead?’ başlıklı yazı ise bu konuya tuz biber oldu.

Kendime Çaylar

Kendime Çaylar #2: Kül Tablasında Bu Hafta

Evrenin yaşanabilir alanlarını oluşturan galaksilerin gözlerden uzak bir köşesinde, güneşin etrafında çılgınlar atarak dönen gezegenin orta doğu bölgesinde, artık Haliç manzarasını kentsel dönüşüm zırvası yüzünden göremeyen bir sokak vardır. Tam olarak kendimi ait hissettiğim yer burası benim, işte basit ve sığ bir hayat örneği. En azından kendimi bir yere ait hissettiğim için mutluyum. Evim güzel evim. Kendime çaylar demleyip o çayı sıcak sıcak bacağıma boca ettiğim yer de burası (bu yazıyı taslaktan düzgün bir metine geçirecektim ki bacağımı az biraz yaktım).

Kendime Çaylar serisinin bir başka türlüsüne başlamadan önce size bir iyi bir de kötü haber vermek istiyorum. Baykuş geri döndü! Kedilerin okuma yazması olsa kesin bir önceki yazıyı okuyup geldi diyebilirim ya da diyemem. Bizim bakkalın oradaki ara sokakta takılıyormuş. Kötü haberi gelelim; Baykuş tekrar kayboldu. Annesine, babasına trip atan ergen gibi evden kaçıp duruyor. Tekrar geri gelmesi ümidiyle…