Aylaklık tanrısı ile bu vakitlerde aram pek bir bozuk. Ben, yeni bir heyecan aramak için ona küstüm. Sanırım o da bana bu durumdan mütevellit kızgın olacak ki aylaklık yapmak için artık vakit tanımıyor. Yani aslında demek isteğim şu; bloga baktım ve gördüğüm şey bir ayı geçkin süredir içerik girmediğim oldu. Sonra kendime baktım, bir aydır elime sadece bir tane kitap almışım. Son kez bir de aynanın karşına geçip kendime baktım. Lanet olsun! Çok sevdiğim sakallarım ufak bir top sakala dönüşmüş.
Şimdi üstteki paragrafı okuyup bu adam blog yazmayı, kitap okumayı hatta ve hatta sakal bırakmayı aylaklık olarak görüyor. Galiba evet. Çünkü bunlar artık benim aylaklık (ya da biz buna tembellik diyelim) için ayırdığım vakitlerde yapabileceğim etkinlikler. Sakal konusuna zaten hiç girmeyelim. Yazının devamında biraz halleşelim.