Eğer hala blog okuyan, bu tarz içerikleri Youtube, Tiktok, Reels harici platformlardan da takip eden varsa selam olsun herkese, uzun zamandır kitap okuyup bunun da yorumunu, kitap içerisinden paylaşımlarını yapmıyordum. Bu yazıda sizlere Matt Haig’in bolca “keşke” ve bir parça “yaşama isteği” ile yoğrulmuş romanı Gece Yarısı Kütüphanesi’nden bahsedeceğim. Kitabı okudum, bitirdim ve uzun zamandır yapmadığım bir işi şimdi yapıp kitabı bloguma dökmek istedim. Biraz spoiler bırakmış olabilirim, şimdiden affola. Gece Yarısı Kütüphanesi kitap yorumu sonunda sizlerin de görüşünüzü merak ediyor olacağım.
domingo
Gittim: 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı
Her yıl İstanbul’da kuşkusuz en fazla talep edilen etkinlik kitap fuarı oluyor. Bu sene de 12 Kasım’dan itibaren fuar ziyaretçilerine yine konserve tadında açıldı. Ben de durur muyum peki? Durmadım. Ufak birkaç kitap alışverişiyle 35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ziyaretimi gerçekleştirdim.
Fuara gitmeden önce kendime ufak bir alışveriş listesi yapmayı ihmal etmedim, size de tavsiyem mutlaka fuara uğramadan önce istediğiniz kitapları bir kenara not alın. Eğer internetten kitap alışverişi yapmaya alışıksanız kitap fiyatlarını internetteki fiyatlarıyla karşılaştırmayı unutmayın. Yine ufak bir tüyo; daha önceden kitap almanız için banka soymanız gereken fuarda bu sene kitaplar daha ucuz. Domingo, Sel Yayınları ve İthaki’de %30 indirim ile alışveriş yaptım, bütün alışverişim internetten daha ucuza geldi.