Kendime Çaylar #3: Tutunamayanlar Mı?

Kendime Çaylar #3: Tutunamayanlar Mı?

Oğuz Atay, Tutunamayanlar isimli kitabında ‘insanların en verimli olduğu anda tükendim’ der ve bunu tezleriyle bir paragrafta devam ettirir. Ben ise hem insanların hem de kendimin verimli olduğunu hissettiğim anlarda elim kolum bağlı olarak kendimi tükettim. En eğlenceli hobim hatta alternatif mesleğime dönüşen blog yazarlığını bir kenara attım ve cahildim dünyanın rengine kandım.

Kendime çaylar serisinin üçüncüsünde 2017 senesine Şubat’a on kala girmiş olan bir insan görebilirsiniz. Merak edip mail attınız, olmadı yorumlarınızla hayat belirtisi istediniz, tamam hepimiz kabul edelim bu adam da çöp oldu diye biraz da sevindiniz. Size bu zamana kadar neden blog yazamadığımdan bahsetmeyeceğim fakat yazının devamında ‘neden blog yazarlığına devam etmeliyim?’ sorusuna verdiğim cevabı bulabilirsiniz; eh aralarda da başka konular var elbette.

Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Kişisel Blogların Devri Bitti Mi?

Bir blog yazarı olarak değil de bundan öte iyi bir blog okuyucusu olduğumu düşünerek ‘kişisel blogların devri bitti mi?’ başlıklı bir yazı hazırlamak istedim. Bilen bilir ki neredeyse 2008 yılından beri az çok demeyip, boş geçmeyip saçma birkaç girişim ile blog dünyasının kenarından köşesinden tuttum ve bıraktım. Peki biz bu konuya nereden geldik? Başka bir platformda işler çıkaran yazar arkadaşım ile konuşmamız esnasında blog yazarlarının devri bitti, kişisel blogların yerini artık insanların özel hayatına karışan makyaj blogları aldı’ düşünceleri üzerinden tartışmaya başladık. Sonunda ikimiz de kişisel blogların eskisi gibi talep görmediğini noktasında buluştuk. Ortak bir noktada buluştuk ama gerçekten durum böyle mi? Kişisel blogların devri bitti mi? Ben buna henüz emin değilim. Pinterest üzerinden denk geldiğim yabancı blogda okuduğum ‘Are Personal Blogs Dead?’ başlıklı yazı ise bu konuya tuz biber oldu.