Gün geçmiyor ki bilimkurgu klasikleri serisinden bir kitabı okuyup bitirmeyeyim. Sizi daha önce uyarmıştım, sanırım İthaki Yayınları bu bilimkurgu klasikleri işine son verene kadar ben okumaya devam edeceğim. Çok farklı bir ütopya ile karşılaşmaya hazır mısınız? Çocukluğun Sonu gerçek bir bilimkurgu klasiği olarak ve kendine hayranlık uyandırarak karşımıza çıkıyor.

Kitaba geçmeden önce sizlere tek cümlelik yazarımız Arthur C. Clarke tanıtımı yapmak istiyorum. Arthur isimli tonton dedemiz dünyanın kabul ettiği en büyük bilimkurgu ustalarından bir tanesi. Bu bilgiyi buraya park edelim ve Çocukluğun Sonu kitap yorumu icra etme kısmına geçelim.

Televizyon, sanatçı ve izleyici arasındaki iletişimi zora sokan bir cihazdır.

Çocukluğun Sonu Kitap Yorumu

Çocukluğun Sonu kitabı birçok yerde ‘ütopya ve distopya arasındaki ince çizgi’ olarak tanımlanan bir kitap. Bu yerinde bir tanıtım cümlesi olsa da distopya olasılığı ne kadardır gelin hep beraber tartışalım bunu derim ben. Herkesle ortak karara varabileceğim tek konu çok başarılı bir uzaylı istilası hikâyesi ve gayet başarılı bir kitap olması.

Uzaylı istilası mı demiştik? Gelin kitabın konusundan bahsedelim birazda… 20. Yüzyılın son çeyreğinde ABD ve SSCB arasındaki savaş iyice alevlenmiş, artık durum soğuk savaştan uzay yarışına gelmiştir. Aman efendim ilk uzaya ben çıkacağım, sen nah çıkarsın ben çıkacağım gibi mahalle esnafı tarzında atışmalar iki büyük güç arasında dönerken dünyada beliren devasa uzay gemileri ile bu devlet güçleri mahallesinde market açılmış bakkala dönmüştür.

Çocukluğun Sonu - Arthur C. Clarke

Uzaylı istilası dediysek de öyle bilindik bir uzaylı istilası hikayesi değil. Bizim bu kitapta yer alan uzaylılar aslında kendilerine Hükümdar denilmesinden hoşlanıyor. Dünyaya adeta barış ve sevgi getirmeye geliyorlar. Bu konuyu biraz daha açarsam kitap içeriğinden kopya vermiş olacağım. Ben kitabı okurken “böyle şirin pembe uzaylı mı olur lan?” dedim ve çok şaşırdım. Bunu bilin, kitabı okuyana kadar sizi idare edecektir.

Hikayenin işleyişi gerçekten çok ilginç ve şaşırtıcı. Kitap bilindik uzay istilası gibi olan hikaye olarak başlıyor, ağızları açık bırakarak bitiyor neredeyse. Herkes bir kitapta herhangi bir karakterin yerinde olmak ister. Çocukluğun Sonu kitabında yer alan ‘Jan’ karakterinin yerinde olmak istedim, yalan yok. Bunun üstüne bir durum değerlendirmesi yaptım, karakter ile empati kurmaya çalıştım. Arthur C. Clarke abimiz gerçekten bir ustaymış be! Bilimkurgu hayranlığım kısa bir sürede beni manyağa çevirecek galiba.

Milletin tembel süngerlere dönüşmesine şaşmamalı; her daim emiyorlar, ama asla üretmiyorlar. İnsanların günde ortalama üç saat televizyon izlediğini biliyor muydunuz? Yakında kendi hayatlarını yaşamıyor olacaklar. Televizyon dizilerindeki aileleri izlemekten başka bir şeye vakit bulamıyor olacaklar!

Space Cat!
Haydi gençler uzaya!

Son Sözler

Sanırım Yıkıma Giden Adam’dan sonra hayran kaldığım bir bilimkurgu kitabı daha oldu dostlarım. Kitaplığın en temiz ve tozsuz yerinde Çocukluğun Sonu kitabına yer ayırdım bile. Kitabın sanıyorum ki merak edeni çok. Alın, okuyun, bir şans tanıyın derim ben. Eminim siz de kitabı seveceksiniz.

Eğer daha önceden okuduysanız sizin de yorumlarınızı merak etmiyor değilim.

5 Comments

  1. Bilim kurgu kitaplar benim de ilgi alanımda. Bu kitabı duymamıştım. Sizin sayenizde haberdar oldum. Okuyacaklarımın arasında yerini aldı.

  2. Bilim kurguya merakım yok ama sanki okuyunca değişik alemlere dalıp, dünyadan uzaklaşılırmış duygusuna kapıldım.Maharet ister yazmak ki, bak sen dahil çok kişinin bakışınız aynı gibi.Emeğine sağlık Oktay.Çok güzel bir tanıtımdı.İyi ve huzurlu bayramlar oğlum 🙂

    • Oktay

      Teşekkür ederim Ece abla yorumun için. Sana da huzurlu ve mutlu bayramlar 🙂

  3. Benim de daha ilk çıktığı zamanlarda dikkatimi çekmişti bu kitap ve bi kenara not almıştım. Sonrasında öğrendim ki bir mini-dizisi çekilmişmiş; ben de tam yeni diziler aradığım bir dönemde olduğum için koşarak gidip izlemiştim dizisini. Bitirdikten sonra ise oldukça etkilendiğimi itiraf etmeliyim 🙂 Dizisi bile böyleyse bu kurgunun kitabı kim bilir nasıldır diye düşünmüştüm 🙂 Yorumunu okuyunca haklı olduğumu fark ettim, dediğim gibi elimdeki kitaplar biter bitmez koşarak gidip alacağım ilk bilim-kurgu klasiğim bu olacak 🙂 Bu güzel paylaşım için çok teşekkürler 🙂 Sevgilerle 🙂

    • Oktay

      Kitabın bir dizisi olduğu hakkında fikrim yoktu, onu edinmiş oldum. Sanırım çılgın bayram planını buna ayırabilirim 🙂

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.